Lüks denince akla ilk gelen markalardan Rolls-Royce, tasarımlarıyla da her zaman dikkat çeken otomobiller üretmiştir.
Bu tasarım detaylarından hatta en ikonik özelliklerinden biri de kapıların bildiğimiz otomobillerin aksine ters bir şekilde açılması. Peki bunu neden yapıyorlar?
Temel amaç, iniş-biniş kolaylığı sağlamak.
“Suicide doors” olarak da adlandırılan bu kapıların temel amacı, arka koltukta oturan yolcuların rahatça inip binmesini sağlamak. Kapıların arkaya doğru açılması, geniş bir giriş ve çıkış alanı oluşturuyor ve yolcuların bacaklarını dışarı doğru uzatarak arabadan rahatça inmesine olanak tanıyor. Başta biraz abartı gibi gelse bile Rolls-Royce’un konfor konusunda ne kadar takıntılı bir marka olduğunu hatırlayınca taşlar yerine oturuyor. 🙂
Rolls-Royce, ters açılan kapıları firmanın tarihsel bir mirası olarak görüyor.
Her ne kadar yukarıda da bahsettiğimiz gibi amaç iniş ve biniş kolaylığı sağlamak olsa bile Rolls-Royce ters açılan kapıları firmanın tarihsel bir mirası olarak görüyor. 1920’li ve 1930’lu yıllarda pek çok lüks otomobil üreticisi bu tür kapı tasarımlarını kullanıyordu çünkü bu, özel şoförlerle seyahat etme alışkanlığını simgeliyordu. Rolls-Royce da bu geleneği hâlâ sürdürüyor.
Marka bu geleneği sürdürürken kapıları tabii ki aynı bırakmıyor, pek çok teknolojik özellikle donatıyor.
Tamamen elektrikle kontrol edilen kapanma sistemine sahip bu kapılar, sert bir şekilde kapanmasını önleyen “soft-close” teknolojisini kullanıyor. Araç hareket ettiği sürece, kapılar elektronik olarak kilitli kalıyor ve açılacağı zaman pozisyonunu sıkışma, çarpma gibi durumlarına karşı otomatik olarak belirliyor.
Bu içeriklere de göz atabilirsiniz:
